8 Ocak 2014 Çarşamba

Bazen mantığı olmaz yazıların



Hani dalar ya insan birdenbire bir şeyin içinde bulur kendini. Bunun kızgın kumlardan suya atlamakla ilgisi yok ama..
Bazen de bir boşluğun içine yuvarlanmak gibi hani..
Karanlık kör kuyulara misal..
Kafanın dank etmesi, gözlerinde ışıklar çakması, bıngıldağına saksı düşmesi gibi..
Haa.. ne mi oluyor öyle bir durumda?
Bir gülme geliyor işte.. 
Zamanlama manidar diye düşünemiyorsun bile!
Zaman o zaman.
Mekanı kim bilir?

Neyse geyiği bırakalım da size küçük bir hikaye anlatayım, ben anlatır gibi yazdığım için, siz okuyarak dinliyormuş gibi farzedin.

Sürekli kütüphaneye gidip orada kitap okuyan bir genç varmış. 20-25 yaşları arasında ve bu yıllara pek çok şey sığdırmış, zeki ve meraklı bir delikanlıymış. 
Bir gün yine kütüphanede bir kitaba dalmış.
( İşte dalmak böyle bir şey de olabilir) Kitabın çoğu yerinde çizikler, notlar buluyormuş. Özellikle etkilendiği bölümlerde bazı işaretler varmış ve bunları kimin yaptığına dair içinde büyük bir merak oluşmuş.Hemen kütüphaneci hatuna gidip kitabı daha önce kimlerin aldığını öğrenmek istemiş.( Bunu bulmak kolaydır da o bilgileri bir başkasına vermek etik midir bilemem, burada güven devreye girebilir tabi) Kütüphaneci bir kaç isim ve bilgilerini vermiş.Delikanlı hemen onları aramaya koyulmuş. Biri öğrenci, diğeri akademisyen, biri de oldukça hoş bir kadınmış. 
Kadın, evet ben yazdım onları demiş.
Akademisyen, epey zaman geçti sanırım ben yazdım demiş.
Öğrenci ise tabi ki bu benim yazım, başka kim bu kitapla benim kadar ilgilenmiş olabilir ki demiş.
Delikanlı çok şaşırmış.O kişiyi mutlaka bulması gerekiyormuş. Merak içini kemirip duruyormuş. Üçü arasında gidip geliyor, kitabın içindeki notlardan hangisine pay çıkaracağını bilmiyormuş. 
Günlerce rahat uyku uyumamış,en sonunda kütüphaneye tekrar gidip kütüphaneciden o kitapla ilgili başka isimler almak istemiş ama yokmuş. 
Kütüphaneci hatun, kitaba bakmış ve hemen hatırlamış.
O kitabı ben de okudum ve içindeki notları ben yazdım demiş.
Çocuğun kafası hepten gitmiş.
Ama aklına bir cinlik gelmiş.(Saksı düşmüş olabilir) 
'Okuduğunuz diğer kitaplara bakabilir miyim' demiş.
Kütüphaneci de orada okuduğu tüm kitapları göstermiş ve hepsinin içinde aynı karakterle yazılmış notlarla karşılaşmış.
O anda boşluğa düşmüş.
(işte burada da düşmek fiili) 
Ne yapacağını bilemeden 
' kütüphanecilere kitap okumayı yasaklasınlar anasını satiim' 
diyerek çıkıp gitmiş.

Ne mi anladık?
Yahu bize ne kütüphaneciden, çocuktan, kitaptan, notlardan..
İşimize bakalım, ben bu yazıya düştüm, çıkıp başka bir yazıya dalarım, oradan karanlığa atlarım, ışığı ararım, saçımı başımı yolarım! 
Kimseden öğrenecek değiliz!
Ama kitaplardan öğrenecek çok şeyimiz var. Okuyun kardeşler, evlatlar, bacılar, abiler..
Kapat hadi kapat:)








1 yorum: