14 Ekim 2012 Pazar

Sonunda atladı



Pek anlamam ama merakım vardır..
Kim merak etmez ki? Sonsuz boşluk, bilinmezlik..
Anlayamadığımız, kavrayamadığımız bir sürü fizik kuralı..
Bilim adamları açıklamışlar: Dünya yuvarlak, atmosfer var, stratosfer, yer çekimi bulunmuş çoktan, güneş yakar, oksijen, sürtünme kuvveti, ses hızı ve saire..
Fazla derine inmeden bilmek lazım, öğrenmek lazım, güzel şeyler bunlar, heyecan veriyor insana, çok kurcaladığın zaman aklın başından gider, o ayrı tabi..
Felix’in aklı başından gitmiş olmalı ki iki buçuk saatte çıktığı yerden beş dakikada inmeye kalktı. Başından sonuna kadar izlediğimde ister istemez soru işaretleri oluştu kafamda. Bu cesaret nereden geliyor? Kendini boşluğa bırakırken ölüm korkusu ne kadar hissediliyor? Alemin delisi bizi mi buluyor? 
Millet uzayla uğraşırken biz işsizliğe neden çözüm bulamıyoruz? Kavga ediyoruz, birbirimizi yiyoruz, biber gazı sıkıyoruz, bağırıp çağırıyoruz, yollara asfalt döküp, olmadı bir daha kazıyoruz.. Ne için varız, ne demeye yaşıyoruz?
Uzaydan atlamayı hayal bile edemezken, tv karşısında çekirdek çitleyerek izleyen bir grubu oluşturuyoruz ve sonra da diyoruz ki: Uzaydan adam kaydı, dilek tutun! 

3 Ekim 2012 Çarşamba

Hayat sana güzel




Seviyorum ulan herşeye rağmen diyebiliyorsan 
Pink Floyd dinleyip de hoşuna gidiyorsa
Akşamları sahil kenarında yürüyebiliyorsan
Buzdolabın doluysa
Yemek yapabiliyorsan
Evinde sıcak kahve kokusu dolanıyorsa
Televizyonun, bilgisayarın çalışıyorsa
Kapını çalan birileri oluyorsa
Memlekette olup bitenlere gülüp geçebiliyorsan
Çayının suyu kaynıyorsa
Başucunda kitabın duruyorsa
Minicik dudaklarla öpülüp koklanabiliyorsan
Facebook, twitter, msn adresin aktifse
Gözlerin gülüyorsa
Kalbin çarpıyorsa
Ellerin ayakların tutuyorsa
Dövüş Kulübü’nü tekrar tekrar izleyebiliyorsan
Annen, baban, kardeşlerin hayattaysa
Evladın varsa
Dostun kötü günde yanındaysa
Hayat sana güzel be kardeşim…