11 Ocak 2017 Çarşamba

Ay, fenalık bastı!

be different ile ilgili görsel sonucu


Yine bir fırsat daha mı kaçtı elinizden. Unutun! Yakalayıp da fark edemeyenler var, şanslısınız yine de!
Göremediğiniz şeyler mi var? Boş verin! Bakıp da göremeyenler var, bir şükredin halinize! 
İstediğiniz bir şeyi yapamadınız mı? İplemeyin! Yapmayı istemeyenler var, oturup soğuk su için! 
Kar mı yağdı, yollar mı kapandı, içiniz mi üşüdü, sevgiliniz mi terk etti, yemek mi yandı, maaş mı yatmadı, beklediğiniz kargo mu gelmedi, makyajınız mı bozuldu, saçınız mı dağıldı, kıyafetiniz mi kırıştı, işe geç mi kaldınız? Küfredin! Şu mı-na-ko-du-ğu-mun dünyasında bir şey de düzgün olmaz mı diye küfredin, yapabiliyorken yapın!Dilindeki küfrü boğazına itenler var. 
Öyle hanım hanımcık, efendi uslu, tedbirli, dikkatli insanların hikayelerini kimse merak etmez. 'Benin için fark etmez, sen seç' tarzı yaklaşımları olmuştur, gelenekleri harfiyen yerine getirirler, kuralları bozmazlar, her rengi severler, her şekli onaylarlar, her yemeği yerler, her filmi izlerler, her kitabı okurlar, herkesle arkadaş olurlar, herkes tarafından sevilirler, herkesi severler, küçük şeylerden mutlu olurlar, her şarkıyı dinlerler, her ortama uyum sağlarlar. Bu kadardır onların hikayeleri ve ilginç bulunmaz. Gerçi çoğunluk böyle yaşamak ister ama ağlarken ne kadar çirkin göründüğünü önemsemeyenlere ilgi duyarlar. Hiç sorgulamadan, kızmadan, bıkmadan iş yapanları önemsemezler. Doğru yerlerde itinayla gülenlerden, bacak bacak üstüne atanlardan, ellerini şekilden şekile sokarak konuşanlardan öte direnenleri merak ederler. Çünkü tarih direnenleri yazar. 
Ve tarih, senin benim gibi insanları karanlığına gömer. 
O yüzden hala gücün varken, sesin çıkıyorken, ayakların basıyorken yap bir şeyler, yap işte! 



3 Ocak 2017 Salı

Yolun Sonu

foggy road ile ilgili görsel sonucu


Her acıda yeni biri oluyorsun, her kırıldığında, her mücadelede, her yenilgide..
İçinde büyüyor kimlikler, doluyor, taşıyor bir müddet sonra, isyanın oluyor, savaşıyorsun her biriyle. Yorgun düşüyorsun, durup dinlenmen gerekiyor ama acılar durmuyor, hayat durmuyor, zaman geçiyor, kavga dövüş, canhıraş bir şekilde devam ediyor. İçin soğumuyor, öfken büyüyor. 
Havanın soğuğundan, akan nehrin şırıltısından, kalp çarpıntısından söz etmeyeli çok zaman oldu. En son kim bilir hangi ayın çarşambasıydı. Geçelim bunları, hiç sırası değil gerçekten de..

Bir umutla çıktığımız yolculukta bölündük, pare pare olduk. Güzel şeyler düşünelim, yazalım, paylaşalım istedik, her şeye rağmen kalemimize küsmedik. Böyle olunca çoğalırız, bir arada oluruz dedik, yanıldık.
Korktuk, çok korktuk. Vurulduk, kanadık! 
Kahrolduk.
İnsan, daha ne kadarına dayanabilir diye diye bu günlere geldik. 
Biz çok güzeldik aslında, yürek yüreğe, omuz omuza. Birimizin canı yanınca diğerimizin de yanıyordu. Bir masum hayat daha yok edilince, el ele tutuşuyorduk. Ne vahim zamanları atlattık, ne savaşlardan geçtik de yıkılmadık, çok sevdik bu toprakları, kaderimizin bağlı olduğu bu insanları..

Yolun sonuna gelmişiz gibi boğazımıza yerleşen o his var ya şimdi, hadi çıkar bakalım çıkarabilirsen!