30 Aralık 2013 Pazartesi

Bana küçük mutluluklar yazar mısın?



Çikolata parçacıkları gibi hayatıma dağılan nesneler var. Benimle aynı anda aynı şeyleri düşünüp gülümsediğim insanlar var.
Kahve var..

Şarkının sesini çok açmadım bugün.. 
Derinden gelen melodi yazmanın tam sırası diye fısıldadı. Elimde kalan şeyler, çok yazıp az söylemenin hafifliğiyle bütünleşti. Özellikle geceleri birdenbire ortaya çıkan hayatı sorgulama, anlamlandırma isteği sardı dört bir tarafı. Gün ışığının tuzak vuruşuyla gözlerim kamaşırken pek de akla gelmeyen bu olgu kapladı odamı..
Geceden kalma halim göz kapaklarıma bir uyku yerleştirip gitti.
Haberlere bakmak istedim.
Kötüydü.
Başka türlü ifade edemedim olanları..
Elliott Smith şarkıları bile daha iç açıcı geldi!

Çeliştim biraz da.. Kolay oldu bu..
Ne kadınlar var dedim, geçmişi, hayatı darmaduman eden, alıştığımız hiçbir şeye benzemeyen..
Tarih bile korkuyor onlardan, karanlığına gömüyor.

Ve şimdi;
ihtiyacım olan şeyi düşündüm: Sarhoşluğun tatlı esintisi aklın bedenin yalpalanmasına sebep olurken takvimin değişmesi akabinde baş ağrısı deyip noktayı koydum.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder