7 Aralık 2013 Cumartesi

Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin





“Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin ? 

İşin kolayına kaçmadan ama 
Gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil 
Ne de ak örtüde elmaların 
Ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolanan kırmızı balığınkini 
Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin”


Nazım Hikmet bu dizeleri eşine yazdığı 'Saman Sarısı' adlı şiirinde Abidin Dino'ya ithaf etmiştir. 
Abidin Dino resmi yapamadı.Belki sevinci belki hüznü, korkuyu, çirkinliği, sefaleti, mutsuzluğu çizdi ama mutluluğu Güzin Dino ile yaşadı.
Bir şiirle karşılık verdi Nazım Hikmet'e; 


Mutluluğun Resmi 

Kokusu buram buram tüten
Limanda simit satan çocuklar 
Martıların telaşı bambaşka
İşçiler gözler yolunu. 
İnebilseydin o vapurdan 
Ayağında Varna’nın tozu 
Yüreğinde ince bir sızı. 
Mavi gözlerinde yanıp tutuşan 
hasretle kucaklayabilseydim 
seninle, bir daha. 
Davullar çalsa, zurnalar söyleseydi
Bağrımıza bassaydık seni Nazım, 
Yapardım mutluluğun resmini 
Başında delikanlı şapkan, 
kolların sıvalı, kavgaya hazır 
Bahriyeli adımlarla düşüp yola 
Gidebilseydik Meserret Kahvesine, 
İlk karşılaştığımız yere 
Ve bir acı kahvemi içseydin. 
Anlatsaydık
o günlerden, geçmişten, gelecekten, 
Ne günler biterdi, 
Ne geceler...
Dinerdi tüm acılar seninle 
Bir düş olurdu ayrılığımız, anılarda kalan. 
Ve dolaşsaydık Türkiye’yi 
bir baştan bir başa. 
Yattığımız yerler müze olmuş, 
Sürgün şehirler cennet. 

İşte o zaman Nazım, 
Yapardım mutluluğun resmini 
Buna da ne tuval yeterdi; 
ne boya... 

İşte böyle güzel insanlardı bunlar.. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder