13 Aralık 2013 Cuma

Bir kış hikayesi -içiniz donacak-






Banyodan kalın mavi bir bornoz giyerek çıkmıştı. Aynanın buharını eliyle sildikten sonra hayranlıkla baktı kendine, bambaşka biri gibi görünüyordu. Sakalını kesmiş, saçını da taramaya başlamıştı.

Soğuktu dışarısı, bu mevsimde hiç olmadığı kadar soğuktu. Sıkı giyinmeliydi. İçine termal atlet ve iç donu giydikten sonra üzerine kazak, altına da kot pantolonunu geçirdi. Beresi, paltosu, eldivenleri de tamdı. Arabası garajdaydı. Yine de kapısını zor açtı. Koltuğa oturunca götü dondu. S.keyim kışını da soğuğunu da diye küfrederken telefonu çaldı. Bakmadı uzun uzun çalan telefona. Yola çıktığında güneş açmış, çatılarda ve yol kenarlarında biriken karların yansımasıyla tüm yaşamı boyunca gördüğü parlamaların toplamından daha fazla ışık gözünün önünde havai fişek gibi cümbüşe dönmüştü. Bir küfür daha ederek beynindeki nöronlarla birlikte şekil değiştirdi. Birden insan iradesinin bir girdabın içinde sürüklenip önemsiz olabileceğini düşündü.

Yolun ilerisi anlamsız bir şekilde tıkalıydı. Biraz daha ilerledikçe kavşakta kaza olduğundan dolayı yolun kapandığını öğrendi. Bir kadın şoför öndeki arabaya geçirmiş ve aman vermeyen trafik, ekiplerin gelmesini geciktirmişti. Senin şoförlüğünün de  a.. koyayım, sana ehliyeti vereni de s.keyim  diyerek arabayı sağa çekti. Biraz yürüdükten sonra bir kafeye girip oturdu. Kahve söyledi. Yol üstüydü oturduğu kafe, oldukça kalabalık ve gürültülüydü. Dışarıda kar yağışı başlamıştı. Eşek olsa donardı o derece yani!
Dört kişilik bir masada tek başına oturuyordu. Birbirlerine sarılarak kapıdan içeri giren ve neredeyse sümükleri donmuş olan iki genç yanına geldi.
‘Abi müsaitse oturabilir miyiz’ dediler. Eliyle oturun işareti yaparak hiç konuşmadan kahvesinden bir yudum aldı. Gençler üzerindekileri çıkarmaya başladılar. Eldiven ve şapkalarını silkeleyerek masanın üzerine koydular. Buz gibi üzerine ve kahvesine sıçrayan kar taneleri içini soğuttu, sert bir bakış atınca gençlere, onlar da ‘pardon abi’ dediler.
Garsonu çağırıp iki salep söyledi gençler. Oğlan kızın ellerini alarak elleriyle ovuşturuyor arada ağzına götürüp hoohh diye ısıtmaya çalışıyordu. Kız da ‘ offf ne soğuk yeeeaaa’ diye mızırdayıp duruyordu.
Embesilliklerine daha fazla dayanamayarak hesabı ödedi ve kalktı. Yol açılmıştı, arabaya doğru yöneldi. Kapıyı yine zor açtı, yine götü dondu, yine küfür etti.
Zar zor çalıştırdıktan sonra iki saatlik gecikmeyle iş yerine varabildi, tüm gün çalıştı, mesai bitince eve bir an önce gidebilmeyi kendine dert edindi.

Kar yağmaya devam ediyordu, ana arterler açık görünse de ara sokaklarda durum pek iç açıcı değildi. Gıdım gıdım ilerleyen trafik ve radyoda hava durumu haberlerinin felaket haberi gibi verilmesine iyice canını sıkmış, s.ktiğimin hayatını ben kontrol edemiyorsam ne demeye yaşıyorum diye söylemeye başlamıştı.
Bu arada öndeki arabanın kayması, akabinde direksiyonu çevirmesi ve arkadan gelen arabanın buna vurmasıyla oluşan zincirleme küfür kazası hasarsız atlatılmış, az biraz beyinde çöküntüye yol açmıştı.

Mahalleye yaklaştığında yokuşu çıkamadı. İki denemeden sonra arabayı kaydırarak geri döndü. İlerde güvenli bir yere park ederek yürümeye koyuldu. Buz gibiydi, rüzgarla karışan kar suratında şok etkisi yaratıyordu, yokuşu tırmanırken ayağı kaydı, düştü. Zor toparlandı. Eli ayağı kar içinde kalmış, titremekten Azer Bülbül’e dönmüştü.
Dıdılayarak apartmanın kapısını açtı, içeri girdi. 2 kat merdivenleri çıktıktan sonra evine de ulaştı, üzerini çıkarıp banyoya daldı. Banyodan çıktığında kalın mavi bornozu vardı üzerinde.

Bir sigara yakıp pencerenin kenarına geldi ve bugün de anasını sattığımın gününü bitirdim diyerek şükretti. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder