Banyodan kalın mavi bir bornoz giyerek çıkmıştı. Aynanın buharını
eliyle sildikten sonra hayranlıkla baktı kendine, bambaşka biri gibi
görünüyordu. Sakalını kesmiş, saçını da taramaya başlamıştı.
Soğuktu dışarısı, bu mevsimde hiç olmadığı kadar soğuktu. Sıkı
giyinmeliydi. İçine termal atlet ve iç donu giydikten sonra üzerine kazak,
altına da kot pantolonunu geçirdi. Beresi, paltosu, eldivenleri de tamdı. Arabası
garajdaydı. Yine de kapısını zor açtı. Koltuğa oturunca götü dondu. S.keyim
kışını da soğuğunu da diye küfrederken telefonu çaldı. Bakmadı uzun uzun çalan
telefona. Yola çıktığında güneş açmış, çatılarda ve yol kenarlarında biriken
karların yansımasıyla tüm yaşamı boyunca gördüğü parlamaların toplamından daha
fazla ışık gözünün önünde havai fişek gibi cümbüşe dönmüştü. Bir küfür daha
ederek beynindeki nöronlarla birlikte şekil değiştirdi. Birden insan iradesinin
bir girdabın içinde sürüklenip önemsiz olabileceğini düşündü.
Yolun ilerisi anlamsız bir şekilde tıkalıydı. Biraz daha
ilerledikçe kavşakta kaza olduğundan dolayı yolun kapandığını öğrendi. Bir kadın
şoför öndeki arabaya geçirmiş ve aman vermeyen trafik, ekiplerin gelmesini
geciktirmişti. Senin şoförlüğünün de a..
koyayım, sana ehliyeti vereni de s.keyim
diyerek arabayı sağa çekti. Biraz yürüdükten sonra bir kafeye girip
oturdu. Kahve söyledi. Yol üstüydü oturduğu kafe, oldukça kalabalık ve
gürültülüydü. Dışarıda kar yağışı başlamıştı. Eşek olsa donardı o derece yani!
Dört kişilik bir masada tek başına oturuyordu. Birbirlerine sarılarak
kapıdan içeri giren ve neredeyse sümükleri donmuş olan iki genç yanına geldi.
‘Abi müsaitse oturabilir miyiz’ dediler. Eliyle oturun
işareti yaparak hiç konuşmadan kahvesinden bir yudum aldı. Gençler üzerindekileri
çıkarmaya başladılar. Eldiven ve şapkalarını silkeleyerek masanın üzerine
koydular. Buz gibi üzerine ve kahvesine sıçrayan kar taneleri içini soğuttu,
sert bir bakış atınca gençlere, onlar da ‘pardon abi’ dediler.
Garsonu çağırıp iki salep söyledi gençler. Oğlan kızın
ellerini alarak elleriyle ovuşturuyor arada ağzına götürüp hoohh diye ısıtmaya
çalışıyordu. Kız da ‘ offf ne soğuk yeeeaaa’ diye mızırdayıp duruyordu.
Embesilliklerine daha fazla dayanamayarak hesabı ödedi ve
kalktı. Yol açılmıştı, arabaya doğru yöneldi. Kapıyı yine zor açtı, yine götü
dondu, yine küfür etti.
Zar zor çalıştırdıktan sonra iki saatlik gecikmeyle iş
yerine varabildi, tüm gün çalıştı, mesai bitince eve bir an önce gidebilmeyi
kendine dert edindi.
Kar yağmaya devam ediyordu, ana arterler açık görünse de ara
sokaklarda durum pek iç açıcı değildi. Gıdım gıdım ilerleyen trafik ve radyoda
hava durumu haberlerinin felaket haberi gibi verilmesine iyice canını sıkmış,
s.ktiğimin hayatını ben kontrol edemiyorsam ne demeye yaşıyorum diye söylemeye
başlamıştı.
Bu arada öndeki arabanın kayması, akabinde direksiyonu
çevirmesi ve arkadan gelen arabanın buna vurmasıyla oluşan zincirleme küfür
kazası hasarsız atlatılmış, az biraz beyinde çöküntüye yol açmıştı.
Mahalleye yaklaştığında yokuşu çıkamadı. İki denemeden sonra
arabayı kaydırarak geri döndü. İlerde güvenli bir yere park ederek yürümeye
koyuldu. Buz gibiydi, rüzgarla karışan kar suratında şok etkisi yaratıyordu,
yokuşu tırmanırken ayağı kaydı, düştü. Zor toparlandı. Eli ayağı kar içinde
kalmış, titremekten Azer Bülbül’e dönmüştü.
Dıdılayarak apartmanın kapısını açtı, içeri girdi. 2 kat
merdivenleri çıktıktan sonra evine de ulaştı, üzerini çıkarıp banyoya daldı.
Banyodan çıktığında kalın mavi bornozu vardı üzerinde.
Bir sigara yakıp pencerenin kenarına geldi ve bugün de anasını
sattığımın gününü bitirdim diyerek şükretti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder