28 Şubat 2013 Perşembe

Olmak ya da olmamak




Şekspir’i anlamak bu iki kelimeyi anlamakla eşdeğerdir belki, kim bilir..
Anlamak.. derinliği olan bir sözcük: hayatı, insanları, aşkı, sevdayı, bilimi, kitapları, hayvanları, çocukları,  kainatı, doğayı, ölümü ve daha bir çok şeyi..
Peki anlayabiliyor muyuz?
Olumsuz!
Ve hayatımız anlamaya çalışmakla geçiyor, işte bütün mesele bu!
Şekspir’i anlamak ya da anlamamak, bunun önemini vurgulamaktan çok eserlerinin içinde yolculuğa davet ediyorum sizi. Sayfaların arasında ağır aksak dolaşarak içe sindire sindire, acelesiz, telaşsız, belki biraz dingin, belki umutla yapılan o gezide sık sık büyülenir, eğitilir ve tatmin olursunuz.. Bu tarzı başka bir yerde bulamayacağınızı tekrarlarsınız kendinize, eski, tekdüze bilgilerden ve duygulardan sıyrılıp yepyeni ufuklara yelken açarsınız..
Onun kahramanlarını hayatınıza taşır, idol olarak kabul edersiniz, onun sözlerinden ders çıkarır, uygulamaya koyulursunuz..
Ve dediği gibi belki de ölmekten korkarsınız yaşamayı bilmediğiniz için, sevmekten korkarsınız sevmeyi bilmediğiniz için..
Sizi Macbeth’in entrikalı, Romeo ve Juliet’in duygulu, Othello’nun büyülü, Hamlet’in güçlü, Julius Sezar’ın dramatik dünyasına davet ediyorum..

İçeri girin ve bırakın kapı açık kalsın:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder