Hayvan Mezarlığı, Altıncı His, The Others(Diğerleri) gibi
filmleri hatırlarsınız.. Gerim gerim gerilerek izlediğimiz hani..
Birkaç saat tırsaklıktan sonra geçer gider..
Peki ya hayatın içindeki korkularımız.. Özellikle bunların
garip olanları..
Mesela sokaktaki bir çöp kutusunun içinden fırlayan kedi
hoplatmaz mı sizi?
Sessizlikte çıt eden pet şişe..
Yüksek yerden bakınca aşağıya düşecek gibi olunması..
Sıcakta dondurma yerken eriyecek olması..
Sokakta yürürken kafaya saksı düşme olasılığı..
Topluluk içinde geğirecek ya da gaz çıkaracak gibi olmak
Şehir dışına çıkarken otobüsü, uçağı, treni kaçırmak..
Denizde yüzerken bilumum deniz canlısından birinin dokunması
olayı..
Bir bebeği kucağınıza aldığınızda üzerine kusacak gibi
olması..
Kabız olma korkusu..
Bir babanın çocuğuna ‘kardeş alalım mı sana’ demesi..
Böö!! dendiğinde yaşanan bir korku vardır ki evlere şenlik..
Kadının kocasına ‘bugün kim aradı biliyor musun’ diye
sorması..
Erkeğin gücüne, kadının kurnazlığına sahip olan
travestiler..
Damacanadan doldurulan suyun bardaktan taşması çekincesi..
Ve Serdar Ortaç’ın best of çıkarmaya karar vermesi.. Bu beni
korkudan delirtiyor yeminle:))
Çok güzel kaleme almışsın canım:) Tercüman olmuşsun bana:)Yazının sonundaki korkuya bende katılıyorum:)
YanıtlaSilEn korkuncu o valla:))))
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
Sil