İnsanın
kendine yakışanı giymesi olabilir mi? Şaka bir yana şu anda burnunu
karıştırıyor olabilirsin, elinde bir kalemle notlar alıyor olabilirsin, uykun
gelmiş esniyor olabilirsin, ayaklarını uzatmış oturuyorsundur, otobüsteki kızı
keserken daha karizmatik görünmek adına çantandan bir kitap çıkarıp bakıyor
olabilirsin, rastgele açtığın sayfada başarmakla ilgili bir paragraf okuyor
olabilirsin.
Dikkat
ettiyseniz bir kış akşamında şömine karşısında, elindeki şarap kadehiyle
koltuğuna kurulmuş, dizlerine kaşmir battaniyesini örten kesimden bahsetmedim.
Çünkü onlar bir şeyleri başardıklarına inanıp keyfini çıkarma eğilimde
olanlardır.
Boşverelim
onları,göreceli bir kavram olan başarıya gelelim. Ayşe diyor ki, yüksek bir
maaşla çalıştığın işin varsa başarılısındır. Ahmet ise, en güzel evde oturuyor,
son model arabaya biniyorsan başarılısın, diyor. Berrin, akademik başarıdan
bahsediyor, çok makalesi yayınlanan, bir sürü sunum yapan hoca başarılıdır a
getiriyor sözü.
Doğrudur,
tartışmaya gerek yok. Biz devam ederken onlar birbirini yiyebilirler. Kapatın
kapıyı üstlerine..
Siz
hiç binlerce on binlerce kişinin yüreğine, hayatına dokunabildiniz mi? Bir
nağme, bir cümle, bir melodi, bir mimikle içlerini titretebildiniz mi? Valla
ben de yapamadım, çabalıyoruz işte bir bakıma. Duygulara tercüman olabilmek,
birin, beşin, onun değil milyonların kalplerine işleyebilmek güzeldir mutlaka.
Ama bu herkese nasip olacak diye bir şey söz konusu değil. Bu durumda onlar
başarılarının tadını çıkarsınlar, biz ölelim mi?
Sen
enerjini, amacına en uygun, en ekonomik, en etkin şekilde kullanabiliyor musun,
ona bak. Kendi kendine –ben bunu istiyorum, bunun için gerekli donanıma
sahibim, yapabilme gücüm var ve sonunda kendimi değerlendirebilirim- diyorsan
ve uyguluyorsan ne ala.
Elbette
yanlışların olacak, bunları düzeltmek de başarının bir parçası.
‘Adamlar
yapıyor abii..eller aya biz yaya..ne olacak bu memleketin hali’ demekle olmuyor
bazı şeyler. Sözüm başını kaşıyacak vakti olmayanlara değil, başımı kaşımaya
vaktim var ama başım kaşınmıyor diyenlere!
Bahaneler
üretmediğimiz, her şeyi en aza indirgediğimiz sürece kendi içsel başarımızdan
bahsedebiliriz. Bunun size yetmemesi için hiçbir sebep yok, aksi takdirde
tırmalar durursunuz. Çünkü birçoğunuz doğuştan şanslı değil.
“Kimse
başarı merdivenini elleri cebinde tırmanmamıştır” diyor Konfüçyüs.
“Hayatınızı
cesurca kabullenin, başarıya ulaştığınızı göreceksiniz” diyor Emerson da..
Başarıyı
bir şekilde yakalamış kişiler bunlar, bir bildikleri var diyerek sözlerine
kulak vermek lazım.
Ve
hepinize hayatta başarılar dileyerek yazıya bir son vermek lazım. Herkes
üzerine yakışanı giysin ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder