4 Mart 2016 Cuma

Yanlış yer, yanlış zaman








Küçükken güneşin doğmasını beklerdim, büyüdüm güneşin batmasını bekler oldum. Hayatımız boyunca beklemedik mi ki zaten bir şeyleri? Maaş günlerini, mutlu olmayı, sınav saatini, otobüsü, en sevdiğimiz hocanın dersini, telefonun çalmasını, beklediğin filmin vizyona girmesini..
Bekledim ben de.. 
Ve sen;
Beklemediğim anda geldin, 
Hoş geldin, ama;
Bu hikayenin kötü kahramanı benim, yer edinme kendine buralarda. 

Ne zaman zihnimin kara sularında yüzmeye kalksam boğulmak isterim. En dibe batarım, farklı zamanlara ait anıları görürüm orada, unutmak istediğim şeyler beni öldürecek diye korkarım. 
Ama suyun içinde kalırım, korkularımla yüzleşirim. Daha güçlenerek çıkarım su yüzüne.
Dünyaya bakarım bu sefer de, mutlu bebeklerin gergin annelerini görürüm, borçlu babaları. Mazot kokusunu duyarım, içinde insan olmayan pahalı elbiseleri!
Daha hızlı koşmaya çalışırım, ne kadar uzaklaşırsam uzaklaşayım, geçmiş benden önce varır gideceğim yere. Bazen bir kitabın içinde, bazen de bir şarkının sözlerinde saklanır.
Unutulmayanı unutmanın tek yolu daha unutulmazını bulmaktır diye ilerlerim. Yaşım gibi, yaşadıklarım gibi, hayat gibi..

Şimdi, sen, geldin ya hani;
Bir şarkının nakaratına beraber girip de bağıra bağıra söylemeyeceksek o şarkıyı, gitmelisin!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder