23 Temmuz 2013 Salı

Neden Buradasın?






Burada ne arıyorsun?
Nasıl geldin?
Merak ettiğim şey, seni ne çekti?
Bir başlık, fotoğraf, cümleler dizilişi, bir kelime, merak, ben, ne?
Hiç sordun mu kendine 'neden burdayım'
Hangi yangınlardan geçtin, kaç savaş bitirdin, yaralarından ne kadar sıyrıldın, ne kadar geçti ömründen, kaç sene, kaç kere kanadı bedenin, hiç ağladı mı ruhun, nasıl anladın, ne zaman yoruldun?
Sen de haklısın, bir okyanusun içinde kalmışsın yapayalnız, korsanlarla cengin tadına varmışsın, biraz dinlenmek isterken karşına çıkmış bir limanın kafanı allak bullak edeceğini nerden bilesin..
Gecenin en derin en sessiz saatlerinde beni gör, beni anla, hatalarıma takılma, eksiklerimi tamamla, dediğimi yap, yaptığımı ye, yazdığımı oku diyen birine çattığında ise geri dönmek için çok geç olduğunu anlıyorsun!
Sakın pişman olma, gel..
İnsan en acınası en paçavra halinde birine ihtiyaç duyuyor, anlaşılmak ve sesini duyurmak istiyor..
Hep aynı oyunu oynuyor, çaresizliğinin üzerini örtecek ses arıyor, onun üzerine gidiyor, ilaç arıyor fellik fellik, saklanıyor bazen, umutsuzluğa kapılıyor belki de naz yapıyor mağrurlanarak, bakıyor ki giden şeylerin dönüşü olmuyor bir daha, buna da alışıyor, dünya değişiyor yahu !!
Ve biz ısrarla değişmeyen huylarımızla kelimelerin arasına sıkışıp kalıyoruz..
Hadi çıkalım, gururumuzu limanda bırakıp gidelim, bir de yalnızlığımızı ve hasretimizi..
Ben yüzme biliyorum, sen rotayı çiz ve sadece tutun..


2 yorum: