‘Bir gün biri gelir ve hayatının geri kalanını onunla
geçirmek istediğini fark edersin ve sonra da hayatının geri kalanının
başlamasını istersin’ gibi bir söz geçer ya 'When Harry Met Sally' filminde, işte
tam da oradan konuya dalayım istedim.
Öyküsünü de yazmıştım, sanılmasın ki taktım konuya.. ya da
öyle sanılsın, fark etmez..
Köy ekmeğinden tost, erkekten dost olmaz derler, ateşle
barut derler, olsa olsa gol olur derler, derler oğlu derler..
Ee torba mı ki büzesin, desinler.
Sen kendini bil yeter!
Tamam sakinim..
Gelelim filme;
Farklı bir bakış açısı sunar, birbirini er veya dişi olarak
görmenin dışında insan olgusunu ortaya koyar, sonundaki gerçekdışılığa rağmen..
Bu arkadaşlık türünün iyi tarafı kendi cinsinin ne mal
olduğunu bilir ve seni uyarır, bambaşka bir fikir verir.
Kötü tarafı hormonlar mantığın ötesine geçer (miş)
Anlamadığım şey bu hormonları neden yönetemediğimiz..
Hala sakinim..
Burada bir uzmana danışmakta fayda var bilimsel olarak..
Bence gerçek sevgiyi, güveni, tüm yanlış anlamalara ve
karışıklığa rağmen bu tarz saf bir arkadaşlığı bulmanın servet değerinde
olduğunu bilen aklı başında kişilerin olması kuvvetle muhtemel olup bunu
koruyacak ve sürdürecek insanlar da çoktur.
Ben bunu bilir bunu söylerim hatta dibine kadar yaşarım bu
durumu!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder