30 Nisan 2015 Perşembe

Hayat meçhul





Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine.. Gökten üç elma düşmüş.. Sonsuza dek mutlu, mesut yaşamışlar, boy boy çocukları olmuş diye biten ne masallar dinledik değil mi? 

Filmlerde gördüğümüz, kitaplarda okuduğumuz şeyler maalesef gerçek hayatta yaşanmıyor. 
Bir memur olabilmek için tırnaklarınla kazıyor, saçını süpürge ediyorsun. 
Öğretmenlik için yıllarca atama bekliyorsun. Sen de okudun, sen de çalıştın, sen de güzelsin, sen de akıllısın, eksik değil bir tarafın kimseden..

Ama beyaz atlı prensi bulamadın, asgari ücretle çalışıyor, ay sonunu zor getiriyorsun. Mağazada gördüğün kırmızı elbiseyi alamıyorsun, kredi kartlarını ucu ucuna ödeyeceğim diye Ali’nin takkesini Veli’ye, Veli’ninkini Hasan’a giydiriyorsun. Kimse yollarına gül dökmüyor, şarkılar, şiirler yazmıyor. Debelenip duruyorsun, önce aile baskısı yaşıyor sonra koca ve çoluk çocuk sorumluluğu alıyorsun. 

Düşüyorsun kaldıran olmuyor, sevdiğin kişi aldatıyor. Ne kadar gereksiz insan varsa çevrende dolanıyor, sülük gibi kanını emiyor. Bir gram huzur bulmak adına yıllarını veriyorsun. Çektiğin acılar alışkanlık haline geldiğinde hissizleşiyorsun. Gençliğin heba oluyor, baktın ki yüzündeki çizgiler fazlalaşıyor işte o zaman kıymete biniyor yaşam, bu sefer de hevesin kaçıyor, enerjin olmuyor. Cesaretini kediler kapıyor gibi gibi..

Güvende olduğumuzu bilseydik sonunda hiçbir şeyin önemi kalmayabilirdi belki de.. Hayata ve beraberinde getirdiği acılara teslim olabilirdik.

Alay etmeyeceklerini bilsen çıkıp meydanda bet sesinle şarkı söyleyebilirdin. 
Ölmeyeceğini bilsen uçurumdan atlayabilirdin. Kovulmayacağını bilsen patrona küfür edebilirdin. 
Hasta olmayacağını bilsen serin yağmurlar altında saatlerce ıslanabilirdin. 
Paraya ihtiyacın olmasa çalışmayabilirdin.

Ama hayat meçhul, hiçbir şey garanti değil. Yaşanmış örneklerden ders almak yerine kendi hatalarımızla yüzleşmeyi yeğleriz. Bunu genellemiyoruz tabi ki.. 

Nehirden karşıya geçmek isteyen birinin akan suya kapılıp gittiğini görürsen o nehirden geçmezsin. Aklımız bizi mantığa, duygularımız ise vicdana yönlendirecektir.

Ve hayat, hiçbir zaman hayal ettiğimiz gibi olmayacaktır. Buna rağmen yaşamaya devam edeceğizdir..


Ne demişler; ’Bir sonraki sayfadadır belki umut diye ne kitaplar bitirdik’


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder