Dün akşam sehpaya ayak serçe parmağımı çarptığımda düşündüm
ki ne çok olay var böyle küçük ama sevimsiz.. Dirseğinizi kapıya çarptığınızda
da aynı şeyi hissedersiniz..
Başınızı mutfak dolabına, dizinizi merdivene vurduğunuzdaki
acı da bunlara benzer.
Çoğu zaman hızlı ve sistemlidir hayatımız, basit mekanik
düşüncelerin akabinde basit mekanik hareketlerden oluşur.
Eve geldiğinizde
anahtarı bulursunuz ellerinizle ya çantanızda ya cebinizde, kapıyı açar girersiniz,
sonra kapatırsınız vesaire..
Sabahları aynı rutin işler, yüz yıkanır, giyinilir, çıkılır,
araba varsa çalıştırılır aynı robotik hareketlerle, yoksa otobüse binilir ve
hatta uyunur yolda giderken, ineceğiniz duraktan birkaç dakika önce gözler
açılır ve inilir. Kurulmuş sistematik robot işte..
Neyse gelelim sevimsiz şeylere, bir anda olup biten, can
sıkan, yaka silktiren..
Büyük umutlarla beklenilen filmin fiyaskosu mesela..
Çamaşır makinesine atılan çamaşırlardan birinin cebinde
peçete kalması ve çıktığında tüm çamaşırların üzerinde pek de kolay
temizlenmeyecek beyaz parçacıkların olması..
Merakla izlediğiniz televizyon programının en heyecanlı yerinde
elektriklerin kesilmesi ya da birinin kapıya gelmesi, telefon da çalabilir..
Para çekerken kartın ATM’de kalması..
Telefonla müşteri hizmetleri yetkilisine bir türlü
bağlanamamak, bant kayıtlarının oyuncağı olmak..
Beyaz leblebi yerken dişinizi kırmak..
Çorbanın içinden saç kılı, taş, sinek gibi bilumum mide
bulandırıcı şeylerin çıkması..
Şehirler arası yolculuktasınız, mola verilen yerde
tuvaletlerin dolu olması, pis olması ve tuvalet kağıdının bulunmaması..
Tatil planınızı yapmışken izin alınamayan iş yerinde
çalışıyor olmak..
Dr. House dizisinin finalini izlemek.. Ömür boyu sürse
mesela..
Çok para vererek aldığınız yeni ayakkabının ayağınızı
vurması..
Yorganı nevresime tek başına geçirmeye çalışmak.. Istırap
yeminle..
Yanına fotoğraf makinesini almadığın zamanlarda ne
manzaralar görmek..
Üç yumurta bir buçuk bardak şeker, bir bardak yoğurt, yağ ve
aldığı kadar unla çırptığın kekin son anda içine atacağın kabartma tozunu evde bulamamak..
Elektrik süpürgesi, çamaşır yada bulaşık makinesinin bir
anda bozulması, banyodayken suların kesilmesi, gece çalan telefon sesi, hayallerin
gerçekleştikten sonra sıradan bir hal alması, hapşururken dilini ısırmak,
hıçkırığın bir türlü kesilmemesi, okuduğunuz kitaptaki kahramanın ölmesi,
beklenilen otobüsün yarım saat gelmemesi, uçağın rötarlı kalkması, ülkede hiçbir
şeyin yolunda gitmemesi ve tüm bunları yavaştan sindire sindire alıştırmaya
çalışan devlet yönetimi gibi gibi..
Kafam attı yine benden bu kadar..
Benimde; denemeden alınan bi kıyafetin eve gelip denediğimizde üzerimize olmaması:)
YanıtlaSilAyrıca evde tuvaletteyken tuvalet kağıdının bitmiş olmasından kaynaklanan boş ruloyu görmek:)))
Güzel olmuş ellerine sağlık...
Bitmez valla.. teşekkürler..
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
Sil