
Bu da geçer!
‘İçimden ağlamak geliyor, tutuyorum. Ağız
dolusu küfretmek istiyorum, yakıştıramıyorum kendime. Ama suçun büyüğü bende,
anlamalıydım, bu kadar üzerine gitmemeliydim. Besbelli sevmiyor işte, yaptığım
ahmaklık, nasıl da kandırmışım kendimi. Kalbim susmuyor, bir kızılcık sopası
lazım bana.
Tüm inandığım değerleri yitirdim, insan olmaktan çıktım, ayaklarına kapanıp yalvarmadığım kaldı, yok,
olmuyor, ne yapacağım ben, söyle bana, bir akıl ver ne olur..’ diye
konuşup duruyordu.
Birkaç gün önce
seninle görüşmek istiyorum dediğinde meselenin bu olduğunu hiç tahmin
etmemiştim. Aşıktı ve çaresizdi. Onunla konuşmak ve birkaç tavsiye vermekten
başka ne yapabilirdim ki!
Belli ki o da
içinde biriken şeyleri birine anlatmak istemişti.
Diyemedim ki
ona, alışacaksın, zor gelecek ama kabulleneceksin. Böyle böyle büyüyeceksin,
kapanacak kalbindeki yara, bir başkası çıkana kadar karşına. Onunla
avunacaksın, seveceksin yine, beynine onu sevdiğinin işaretlerini
göndereceksin.
Bir başkasını sevmiş ya da seviyor olacak sevdiklerin,
gölgelerin karanlığında bulacaksın kendini, yine unutacaksın, kalbini
susturmayı öğreneceksin. Her yitiriş bir şeyler kazandıracak sana. Böylelikle
çaresizce sevgi dilenmeyeceksin karşındakinden, sevgi sözcükleri beklemeyecek,
ellerinin sıcaklığını merak etmeyeceksin.
Diyemedim işte.
Ona
söylediklerim şarkıda söylenilenden farklı değildi.
‘Geçer geçer
daha öncekiler gibi
Bu da geçer,
neler neler geçmedi ki
Yine düşer deli
divane gönlün aşka’