Yazılmamış ne yazacağımı sanıyorum?
Bu hayale kapılan tek
ben değilim. Yıllar öncesi yazmaya başladı insanlar, duvarlara kazıdılar,
taşlara, mağaralara, ağaçlara..
Ne iyi ettiler aslında, iz bıraktılar, yaşadıkları dönemi, yediklerini,
içtiklerini, acı veya sevinçlerini gelecek nesillere aktardılar. Kimilerinin kitapları
yakıldı, kimisi hapse girdi, kimi kafayı yedi, kanıyla, b.kuyla yazdı da yine
yazdı.
(Bkz.Marquis De Sade)
Kalem dediğimiz şey kılıçtan keskin oldu çoğu zaman.
Kullanan gardını aldı, karşı hamlede geri çekildi, hamleyi savuşturdu ve ilerleyen
sayfalarda kılıcı okuyanın böğrüne sapladı. Yazılan şey, illaki yaşanılan şey
olmadı. Kelimeler aldattı, gösterilene inanıldı. Parmaklardan çıkanlar
sorgulandı, ‘yazıyı oku, yazandan uzak dur’ denildi. Yazdığı gibi olmayan
yadırgandı. Ne yazıda yazanın kendisine, ne yazanın sözünde yazdıklarına
rastlandı.
Ee tabi insan
yazdıkça bir şeyler kaybetti, sahip olmak istediklerine yenilerini ekledi. Yazan
kişi başının üstünde alıcı kuşlar gibi dönüp duran ego tanelerine yenildi. En acıklı,
en kırılgan, en komik, en felsefi yazan görünenler, yazarak şeffaflaşacağını,
hafifleyeceğini zannedenler hayatın gerçekleri karşısında inanılırlığını
yitirdi. Bu hoş karşılanmadı.
Olsundu, yine de konuşmaktan daha çok dokundu insanlara,
açılıp bakıldı unuttukça, yenilendi, tekrar sunuldu yıllar sonra. Fakir
yanımızın zenginliği, acı yanımızın neşesi oldu yazılanlar. Görmediğimiz yerler
ayağımıza geldi, hayran olunan kahramanlar yaratıldı. Bir kitabın sayfalarının
arasında dolaştırıldı insanlar, kimi kariyer yaptı bunlarla, kimi gözyaşı
döktü. İncir çekirdeğinden yaratılan devasa dağlara çıkıldı. Dile gelmeyip de
kaleme gelen sözlerin esiri olundu. Umuda yelken açıldı, dünya kurtarıldı,
içeriden gelen fısıltılar çığlık oldu, kafandaki melodiler şarkı, kalp
çarpıntıları aşk oldu.
Korkmadılar yazarken, benzini döküp çakmağı çaktılar,
yaktılar tüm alemi. Kelimelerin gücüne karşı çıkılamayacağını gösterdiler.
Mürekkeple boğdular kendilerini, kulaklarını tıkadılar etrafa, sancıyla ilham
aradılar, sonsuzluğa ulaştılar. Ölümsüzlüğe!
Yazılmamış ne yazacağını zannedenlerin hayaliydi belki de
gerçekleştirdikleri..
Kalem dediğimiz şey kılıçtan keskin. Ne mutlu kalemini kulanabilenlere.
YanıtlaSilEline yüreğine sağlık.