15 Kasım 2018 Perşembe

Çal kalemi gitsin, sanki iki kelamla değişti dünya



Yazılmamış ne yazacağımı sanıyorum? 

Bu hayale kapılan tek ben değilim. Yıllar öncesi yazmaya başladı insanlar, duvarlara kazıdılar, taşlara, mağaralara, ağaçlara..

Ne iyi ettiler aslında, iz bıraktılar, yaşadıkları dönemi, yediklerini, içtiklerini, acı veya sevinçlerini gelecek nesillere aktardılar. Kimilerinin kitapları yakıldı, kimisi hapse girdi, kimi kafayı yedi, kanıyla, b.kuyla yazdı da yine yazdı. 
(Bkz.Marquis De Sade)

Kalem dediğimiz şey kılıçtan keskin oldu çoğu zaman. Kullanan gardını aldı, karşı hamlede geri çekildi, hamleyi savuşturdu ve ilerleyen sayfalarda kılıcı okuyanın böğrüne sapladı. Yazılan şey, illaki yaşanılan şey olmadı. Kelimeler aldattı, gösterilene inanıldı. Parmaklardan çıkanlar sorgulandı, ‘yazıyı oku, yazandan uzak dur’ denildi. Yazdığı gibi olmayan yadırgandı. Ne yazıda yazanın kendisine, ne yazanın sözünde yazdıklarına rastlandı.

 Ee tabi insan yazdıkça bir şeyler kaybetti, sahip olmak istediklerine yenilerini ekledi. Yazan kişi başının üstünde alıcı kuşlar gibi dönüp duran ego tanelerine yenildi. En acıklı, en kırılgan, en komik, en felsefi yazan görünenler, yazarak şeffaflaşacağını, hafifleyeceğini zannedenler hayatın gerçekleri karşısında inanılırlığını yitirdi. Bu hoş karşılanmadı.

Olsundu, yine de konuşmaktan daha çok dokundu insanlara, açılıp bakıldı unuttukça, yenilendi, tekrar sunuldu yıllar sonra. Fakir yanımızın zenginliği, acı yanımızın neşesi oldu yazılanlar. Görmediğimiz yerler ayağımıza geldi, hayran olunan kahramanlar yaratıldı. Bir kitabın sayfalarının arasında dolaştırıldı insanlar, kimi kariyer yaptı bunlarla, kimi gözyaşı döktü. İncir çekirdeğinden yaratılan devasa dağlara çıkıldı. Dile gelmeyip de kaleme gelen sözlerin esiri olundu. Umuda yelken açıldı, dünya kurtarıldı, içeriden gelen fısıltılar çığlık oldu, kafandaki melodiler şarkı, kalp çarpıntıları aşk oldu.

Korkmadılar yazarken, benzini döküp çakmağı çaktılar, yaktılar tüm alemi. Kelimelerin gücüne karşı çıkılamayacağını gösterdiler. Mürekkeple boğdular kendilerini, kulaklarını tıkadılar etrafa, sancıyla ilham aradılar, sonsuzluğa ulaştılar. Ölümsüzlüğe!


Yazılmamış ne yazacağını zannedenlerin hayaliydi belki de gerçekleştirdikleri..


1 yorum:

  1. Kalem dediğimiz şey kılıçtan keskin. Ne mutlu kalemini kulanabilenlere.
    Eline yüreğine sağlık.

    YanıtlaSil