31 Ocak 2018 Çarşamba

Biz mi toplumu tükettik ?


retro shopping ile ilgili görsel sonucu


Sahip olduklarımız zamanla bize sahip olmaya başlıyor. Evimizdeki yemek takımları, çatal ve bardaklar ya da kıyafetlerimiz bizden daha çok yer kaplamaya başlıyor. Her köşede eşya, tıklım tıklım, bunların düzeni, temizliği yoruyor, gereksiz gerginliklere sebep oluyor. Atsan atılmıyor, satsan para etmiyor.

Düşünün bir karavanın içinde yaşadığınızı, üç-beş tabak, iki tişört, bir pantolonla yıllar geçirebilirsiniz değil mi? Ama modern hayatın yarattığı bu sistem yalnızca tüketmek için yaratıldığınızı, tüketemediğinizde derin bir hayal kırıklığına uğrayarak sizi yok edeceğini örgütlüyor. 
Ve artık öyle bir hale geldi ki, bundan sonra doğaya dönüş çağrıları yapmak, bunun için adımlar atmak yersizleşti. Umudunu kaybetmiş bir dünyada bunu başarabilmek imkansızlaştı.
Çünkü bir çiçeği toprağa ektiğiniz zaman onun büyümesi zaman ister, emek ister,sevgi ister, ışık ve su ister. Ama bir markette hazır büyümüş, rengarenk açmış çiçek varsa gider onu alırsınız. Sonra da sıkılırsınız, hayattan, yapacak bir şey bulamamaktan.. 
Etraf ne kadar çok sıkılan insanla dolu ve bunlara tavsiye edilen şey de harcamak!
Sevgilin mi terk etti? Git saçını yaptır.
Annene mi kızdın? Git yeni bir ayakkabı al.
Yemek yapmak istemedin mi? Git dışarda ye. 
Harca. Tüket, sanatı, kültürü, paranı ve nihayetinde kendini!

Jean Baudrillard, tüketim toplumundan bahsederken, tüketmenin birey için bir zorunluluğa dönüştüğünü, insani ilişkilerin yerini maddelerle ilişkilerin aldığını ve artık geçerli ahlakın tüketim etkinliğinin ta kendisi olduğunu söyler.
Tüketici ne kadar pasifse üretici o derece aktiftir. " Armut piş, ağzıma düş"  misali çıkılan yolda  ne kadar tüketiyorsak onun misli misli üretilmesi gerekiyor. Üretildiği  için mi alınıyor, alındığı için mi üretiliyor paradoksuna varılıyor bu durumda.
Madalyonun diğer bir yüzü de var. Tüketimi hep maddesel olarak düşünürüz. Şimdi belgesel öğretilerinde verilen yeniden düşün felsefesiyle yaklaşalım ve bir kez daha bakalım. Biz sadece eşyaları tüketmiyoruz. Duygularımız başta olmak üzere, sevgiler, arkadaşlıklar, şarkılar, filmler, kitaplar, insana ait ne varsa onları da tüketiyoruz. Ve aslında biz " insan" ı tüketiyoruz. 
İnsan da kendini!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder