13 Kasım 2016 Pazar

Bir çikolataya bu kadar anlam yüklenir mi?




Bundan 4000 yıl önce Honduraslı yerliler kakao çekirdeklerinden bir içecek ürettiler, bu hayatımızda çok önemli bir yeri olan ve mutluluğun tadı olarak bilinen çikolatanın keşfiydi aslında. Kakao yağının da bulunmasıyla beraber katı çikolata yapımının yolu açılmış oldu ve Henri Nestle süt tozu elde edilmesini sağlayan bir metod geliştirerek çikolatanın tadında bir devrim yaşanmasını  bla bla bla.. Yok Nestle'nin reklamını yapmıyorum sakin olun..
Eğer bu yazıyı okumaya başlayıp da bir çikolata atmadıysan ağzına, bizden değilsin. Zira ben bir paketi bitirmek üzereyim şu anda. 
Bakın neler demişler: 
İhtiyacım olan tek şey aşk evet, ama ben küçük bir parça çikolatayı tercih ederim dostlarım, çünkü acıtmaz.-Charles Bukowski 

Annem her zaman hayatın bir kutu çikolata gibi olduğunu söylerdi. İçinde ne olduğunu asla bilemezsin. -Forrest Gump filminden

Problemim şu ki ben bağımlı bir insanım. Yalnızca bir kahve içemem ya da yalnıza bir parça çikolata yiyemem.- Guy Pearce

Mutsuz kadın yoktur. Az çikolata yiyen kadın vardır. -Anonim 

Bir arkadaştan daha güzel bir şey yoktur, çikolatası olan bir arkadaş değilse.- Linda Grayson


6 Kasım 2016 Pazar

Oturup yıldızlara bakalım dünyadaki seyrimize


writing tumblr ile ilgili görsel sonucu


Otur! Arkana bir yastık al sevgili okur.
Şunun şurasında kaç kişiyiz ki zaten, hadi çekinme ayaklarını da uzat.
Yazmanın yalnızlık gibi bir şey olduğunu söylediler değil mi? Issız, gariban yazarların  hayalleri, beklentileri, ümitleri doğrultusunda karalanan sayfalarda kendini bulabileceğini de söylemişlerdir. Hiç tanımadığın insanların sesini duyabileceğini, bir bebeğin ağlamasını, bir kuşun özgürlüğe kanat çırpışını, senden çok uzakta, apayrı bir zamanda yaşanan hikayenin hüznünü hissedeceğini de anlattılar. 
Bizim uyuşturucumuz da bu: yazmak ve okumak..
Her şeye inat iki satır karalıyoruz şurada, her şeye inat okumaya devam ediyorsun. Etrafına bakıyorsun cehalet sarmış bacayı, ekrana bakıyorsun, okumadığı kitap hakkında ahkam kesenleri mi ararsın, çivisi çıkmış ülkenin haberlerine mi göz atarsın bilemem artık.. 
Sosyal medya zaten çöplük, dostluk bitmiş, aile kavramı kalmamış, aşk desen can çekişiyor, ee ne kaldı geriye? 
Sanırım insana, insanlığa dair bir şey kalmadı. 
Canhıraş bir şekilde debeleniyoruz biz de.. Öyle destansı hikayeler anlatmak değil derdimiz. Kırılması mümkün olan hayalleri baştan kurmuyoruz. Kaç gecedir uyumadıysak, kaç zamandır yaraladıysak yüreğimizi üç-beş kelimeyle anlatmaya çalışıyoruz. Bu yüzdendir ne zaman incinsek yazmaya yeltenişimiz. 
Bugün pazarmış, yorulmuşsun, eğlenmişsin, ağlamışsın, ertesi günü düşünerek kendini sendroma sürüklemişsin ne farkeder? 
Sen şimdi buradasın ya, bu yazı da şükranla sana..